Meydan okur resim zamana, mekana ve akla. An durur, akamaz.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Ben nenemi sallar iken, nenem beni dinler iken, çok uzaklarda yaşayan bir yıldızın hikâyesi çıka gelmiş meydana. Minik bir yıldız yanıp yanıp duruyormuş öyle evrenin bir köşesinde.
“Masumiyet” ’e doğru renkli bir yolculuk
“Resim benim için Bozcaada’nın poyrazı gibidir. Ruhuma ruhuma esmesi, beni alıp götürmesi gerekir uzaklara…” Türkiye’nin ilk ve tek çini mürekkebi ressamı Pınar Tınç 27 Nisan’dan itibaren Arnavtköy Art Galery’de yeniden İstanbullularla buluşuyor.
The solution comes from painting. Because painting is our life.
It is this life whose meaning we are in search of, and which we cannot reach due to our inability to find the answers. This life upon which we sometimes turn our backs, which we demean, which we refuse to accept as it is. Like life, painting begins with projects, with expectations.